23 Nisan 2016 Cumartesi

YOZGAT'DA BİR GÜZEL, OLUKÖZÜNDE, YURT BİZİM, DOKTOR BEY, YÜKSEK İHTİSAS, ZAMAN OLSAYDI, ZAPT OLMAZ GÖNÜL; Edebiyatçı, Söz Yazarı, Şair: ŞAKİR SUSUZ

YOZGATTA BİR GÜZEL

Yozgat’ta bir güzel gördüm
Dönüp dönüp baktı gittti
Tazelendi yürek derdim
Can evimden yaktı gitti

Çamlığın eteğindeydi
Soramadım adı  neydi
Aşk kemendi elindeydi
İlmiğini taktı gitti

Taze filiz dallar gibi
Aşka giden yollar gibi
Petek petek ballar gibi
Damla damla aktı gitti

Bir melek desem değildi
Gören saygıyla  eğildi
İrem bağının gülüydü
Burcu burcu koktu gitti

Saçların salmış beline
Savrulmuş seher yeline
Bir şarkı takmış diline
Ortalığı yıktı gittti

Susuz ne hayal ne düştü
Yaşı otuz, otuz beşdi
Gece ay, gündüz güneşti
Ufuklardan battı gitti
***
Şakir SUSUZ(535 586 03 85)

OLUKÖZÜNDE

Yozgattan öteye uzarken yollar
Ferahlar yüreğim oluközünde
Baharda çiçekler açınca dallar
Kokar burcu burcu oluközünde

Sarmış etrafını mor renkli dağlar
Vadilerden soğuk suları çağlar
Nerde Hacı Lütfü niyaz ağlar
Yaşayıp gittiler oluközünde

Gelip görenlerin seni anlatır
Karşıda mezarlık şebide yatır
Kayıtlara geçmiş hep satır satır
Ezelin ahirin oluközünde

Yerel yönetimler halkı kucaklar
Düzenli caddeler büklüm sokaklar
Dalgalanır ayyıldızlı bayraklar
Selama durulur oluközünde

Yeni yapılanma soluk aldırmış
Her semtine birer çeşme  kaldırmış
Eksilen nüfusu tekrar doldurmuş
Dostluklar kurulmuş oluközünde

Dolanıp akıyor çimenli arkı
Halı saha cafe yemyeşil parkı
Diğer beldelerden işte bu farkı
Kabuk değişiyor oluközünde

Suzsuz der yıllardır gurbet eldeyim
Yandım hasretine berbat haldeyim
Bir kuş olsam uçup gelmek dileğim
Ararım maziyi oluközünde
***
Şakir SUSUZ, 18/09/2014

YURT BİZİM

Asırlar boyunca kol kola gezdik
Nice savaşlarda siperler kazdık
Tarihe şan veren destanlar yazdık
Şehit bizim gazi bizim dert bizim

Hz. Muhammed, Ali özümüz
Hasanla Hüseyin iki gözümüz
Ademden başladı alın yazımız
Laz bizim, Çerkez bizim, Kürt bizim

Vatan için namus için ölelim
Kim dostumuz kimler düşman bilelim
Ortak ağlayalım ortak gülelim
Barış bizim, dava bizim, mert bizim

Amerika, İngiltere, Fransa
Biz kepçeyiz eğer onlar kazansa
Kırılır yurduma eller uzansa
Aslan bizim, kartal bizim, kurt bizim

Yer altı, yer üstü ortak mülkümüz
Dünyada barıştır bizim ülkümüz
İşte Cumhuriyet, Atatürkümüz
Bayrak bizi, toprak bizim, Yurt bizim
***
Şakir SUSUZ - 11/9/2014

DOKTOR BEY

Bu nasıl bir haldi geldi başıma
Solmaya başladı gülüm doktor bey
İbibik konmadan mezar taşıma
Yine sana düştü yolum doktor bey

Hastalar her sabah girer sıraya
Tabipler neylesin azmış yaraya
Sevda yüklü gemim vurdu karaya
Paramparça oldu salım doktor bey

Bülbülün sitemi gonca güledir
Sebebim bir zalim değilse nedir
Bana bıraktığı derttir çiledir
Tutmuyor kanadım kolum doktor bey

Gezmedik yar  ile hiç  çayır çimen
Bir derdim bitmeden öteki hemen
Ne hale düşürdü o kaşı keman
Gelip de sormadı halim doktor bey

Susuz’um hayatı böyle  yaşarken
İçimde hasreti dolup taşarken
Eller sevdiğine doğru koşarken
Bense çaresiz bir kulum doktor bey
***
Şakir SUSUZ - 0535 586 03 85

YÜKSEK İHTİSAS

Bu nasıl dertlerdi geldi başıma
Solmaya başladı gülüm ihtisas
İbibik konmadan mezar taşıma
Yine sana düştü yolum İhtisas

Hastalar her sabah girer sıraya
Sıkıştır beni de gel bir araya
Tabipler neylesin azmış yaraya
Belki fayda sağlar bilim ihtisas

Sebebim bir zalim değilse nedir
Buna sevda denmez derttir çiledir
Bırakın gideyim çare yardadır
Tutmuyor kanadım kolum ihtisas

Gezmedik yar  ile bir çayır çimen
Bu dertler bitmeden öteki hemen
Ne hale düşürdü o kaşı keman
Gelip de sormadı halim ihtisas

Susuz takma kapak ile yaşarken
Sevdalı yüreği dolup taşarken
Hekimler acile doğru koşarken
Ben de sıradan bir kulum ihtisas
***
Şakir SUSUZ - 0535 586 03 85

ZAMAN OLSAYDI

Göller bölgesinde el ele gezdik
Gönüller fetedip, nefreti ezdik
Aşkın sırlarını birlikte çözdük
Keşke biraz daha zaman olsaydı

Bir ceylan gibiydi önüme çıktı
Gözlerim karardı gönlüm açıktı
Viraneye döndüm aşk beni yıktı
Keşke biraz daha zaman olsaydı

Ilık bir rüzgardı o gece esen
Yıldız kaydı birden mehtabı kesen
Sevgiyi dokuduk aşk desen desen
Keşke biraz daha zaman olsaydı

Sütçüler dağına dertleri ektik
Birlikte ağlayıp göz yaşı dökdük
Sarıldık o akşam sabahı çektik
Keşke biraz daha zaman olsaydı

Kaldığın şehirde bende kalırdım
Aşka saygı duyar kulun olurdum
Kaybolan yılları arar bulurdum
Keşke biraz daha zaman olsaydı

Isparta ilinde bir garip SUSUZ
Geceyi sabaha çektik uykusuz
Ankara yolları bitmiyor sensiz
Keşke biraz daha zaman olsaydı
***
29.07.2004 - Şakir SUSUZ

ZAPT OLMAZ GÖNÜL

Bir sevda bıraktım gurbet ellerde
Deli taylar gibi zapt olmaz gönül
Mecnuna dönmüşüm susuz çöllerde
Deli taylar gibi zapt olmaz gönül

Sanki yeni doğmuş sabah güneşi
Girdim menziline yaktı ateşi
Dökmüşüm uğruna, kanlı gözyaşı
Deli taylar gibi zapt olmaz gönül

Sülün gibi bir boy, omuzlar geniş
Usta ressam çizmiş bu nasıl bir iş
Gerçekti gördüğüm ne hayal, ne düş
Deli taylar gibi zapt olmaz gönül

Başım döndü birden şimşekler çaktı
Bir dünya kurmuştum temelden yıktı
Bu nasıl güzeldi karşıma çıktı
Deli taylar gibi zapt olmaz gönül

Doğurmamış daha böyle bir ana
Manolya kokusu saçtı her yana
Teslim bayrağını çektirdi bana
Deli taylar gibi zapt olmaz gönül

Yaşıyor gününü, ne gam, ne keder
Kapasa  gözümü ruhum fark eder
Bıraksam susuz’u peşinden gider
Deli taylar gibi zapt olmaz gönül
***

20/08/2004 - Şakir SUSUZ

YILLAR SONRA, YENİDEN BAŞLAYALIM, YILDIZLAR PEŞİNDE, YOZGAT, VUSLATSIZ SEVDA, - Söz Yazarı, Şair: ŞAKİR SUSUZ

VUSLATSIZ SEVDA

Ruhumda geceler uzayıp gider
Ne sabahlar olur, ne güneş doğar
Bu nasıl yaşamak, bu nasıl kader
Dertler bulut olmuş üstüme ağar

Uykularım kaçar, kulağım çınlar
Boğuşur benimle yastık, yorganlar
Kime anlatayım, kim beni anlar
İçimde fırtına yağmurlar yağar

Feryat figanımı kimse bilemez
Böyle ayrılığı seven dilemez
Ben söyler ağlarım, nazlım söylemez
Bırakmaz yakamı mutsuz sevdalar

Eledi elekten, göğe savurdu
Vuslatı hasrete katıp yoğurdu
Sevda ateşiyle yaktı, kavurdu
Viran oldu gönlüm, bozuldu bağlar

SUSUZ der nerede vatanım, ilim
Bir korkum kalmadı, gelirse ölüm
Artık senin olsun goncalar gülüm
Yüklendim dertleri, yolverin dağlar
Şakir SUSUZ - 11.04.2007     

YOZGAT

İlkbaharın ilk günleri
Senden gelip geçtim Yozgat
Açarken gonca gülleri
Türlü koku saçtın Yozgat

Yağmur yağdı sular taştı
Yuvasında leylek uçtu
Dostlar güldü kucak açtı
Sarılıp, öpüştüm Yozgat

Çarşıları pazarları
Damga mühür kazanları
Şiir roman yazanları
Gezdim hep dolaştım Yozgat

Hani beyler ağaların
Hani atlı yayaların
Yazar Abbas Sayarların
İlden ile saçtın Yozgat

Ne güzel gündü çamlıkta
Testi kebabı tabakta
Çay demliydi çaydanlıkta
Yudum yudum içtim Yozgat

Bir yanda saat kulesi
Bir yanda imamın sesi
Yürek deler sürmelisi
Yaralarım deştin Yozgat

Bayrak bayrak dalgalanmış
Her cepheye asker salmış
Şehitler vermiş ağlamış
Damla damla yaştın Yozgat

Halkı devletine bağlı
Dert yüklü yüreği dağlı
Sana derler Çapanoğlu
Dilden dile düştün Yozgat

Her gelen toprağın kazar
Tarihin göçlere uzar
SUSUZ der eyledim nazar
Gönüllerde açtın Yozgat    
Şakir SUSUZ(535 586 03 85)

YILDIZLAR PEŞİNDE

Mesajlar veriyor ela gözlerin
Bakışın gülüşün bir başka senin
Kalbimin en güzel köşesi yerin
Bakışın gülüşün bir başka senin

Bahar senin için erken geliyor
Yüreğimde karlar buzlar eriyor
Fettan gözler seni ele veriyor
Bakışın gülüşün bir başka senin

Yanan tüm lambalar nurunla söner
Gökyüzünden mehtap yerlere iner
Kim olsa çevrende pervane döner
Bakışın gülüşün bir başka senin

Yıldızlar peşinde varsın yürüsün
Bir yağmur damlası kadar durusun
Melek mi huri mi hangi birisin
Bakışın gülüşün bir başka senin

Susuz der bilirim senin ilini
Kimlerin kızısın kimin gelini
Rüzgarlar okşuyor zülfün telini
Bakışın gülüşün bir başka senin
22/01/2013 Şakir SUSUZ, 0.535. 586 03 85

YENİDEN BAŞLAYALIM

Bir öfkeyle çekip gittin
Gel yeniden başlayalım
Beni darmadağın ettin
Gel yeniden başlayalım

Okşasın saçını yeller
Açılsın goncalar güller
Vursun sazlar çalsın teller
Gel yeniden başlayalım

Ne gündüzüm ne gecem var
Tükenmez derdim, acım var
Sana çok ihtiyacım var
Gel yeniden başlayalım

Benim kaderim yazımsın
Yaşam felsefem tarzımsın
Ne yana dönsem sen varsın
Gel yeniden başlayalım

Susuz’u yıllar yormadan
Hasret yakıp kavurmadan
Rüzgar esip savurmadan
Gel yeniden başlayalım
15/11/2014  Şakir SUSUZ

YILLAR SONRA

Peşinden koştuğum güzel sunayı
Yıllar sonra gördüm hâlâ güzeldi
Sakladım içimde hep bu sevdayı
Yıllar sonra gördüm hâlâ güzeldi

Kirpikler uzamış kaşa değiyor
Solmamış yüzünü öne eğiyor
Anladım ki o da beni seviyor
Yıllar sonra gördüm hâlâ güzeldi

Bildirmedi amma titrekti sesi
Gerçek miydi acep nazı neşesi
Uzun zaman sonra bir pazartesi
Yıllar sonra gördüm hâlâ güzeldi

Her iki yanağa yakışmış çizgi
Duruşu endamı kendine özgü
Bir sevda şarkısı ya da bir ezgi
Yıllar sonra gördüm hâlâ güzeldi

Yüreğimden geçen onca ayazlar
Onunla güzeldi baharlar yazlar
Düşmüş saçlarına henüz beyazlar
Yıllar sonra gördüm hâlâ güzeldi

Birlikte geçtiğim eski sokaklar
Raks edip yürürdü beyaz topuklar
Var mısın diyordu o kor dudaklar
Yıllar sonra gördüm hâlâ güzeldi

05/09/2005 Şakir SUSUZ

4 Nisan 2016 Pazartesi

BÜKTÜN BELİMİ, CAMIZI SAĞARKEN, ÇAĞLADI DUYGULAR, ÇİFTÇİ PERİŞAN, ÇÖREK ÖVÜYOR, CEYHAN’IM, GARİP GARİP, BİR AĞAÇTIM, BİR YILDIZ KAYDI, BİTMEYEN GECE, BU SENE, BURSA, YENİMAHALLE, YENİ ADRES, YAVRULARIM, YAPRAK, DAĞLAR-2, DAĞLAR

DAĞLAR

İlk bahar gelirde yeller  eserse,
Yücelerde karlar eriye dağlar
Ela gözlü yarin yolu düşerse,
Tez bırakın gelsin beriye dağlar.

Yağmurun boranın hiç eksik olmaz,
Anlatsam derdimi size yer kalmaz.
Nazlım bir goncadır,gönlümde solmaz
Her gün bal veriyor arıya dağlar.

Bulutlar üstünde başın yükselir,
Söyle benim yarim ne zaman gelir?
Kimlere sorayım başka kim bilir ?
Bir cevap vermedin soruya dağlar.

Çoktandır hasreti yaktı içimi,
Salınıp gezmesi tavrı , biçimi,
Öyle bir güzel ki bir su içimi
Çalıyor saçları sarıya dağlar.

Sevdalıyım dağlar , bende dertler çok,
Yokluğu bağrıma saplanan bir ok.
Gelirim demişti hala haber yok
İndirdim bayrağı yarıya dağlar.

Şakir SUSUZ - GSM : 0535 586 0383

DAĞLAR - 2

Aşamadım muslu belin başını
Bırakın yarime gideyim dağlar
Yüklenmiş mevsimin kara kışını
Bırakın yarime gideyim dağlar.

Nice aşıklara kabus oldunuz
Bugün de çaresiz beni buldunuz
Yetişin ilkbahar nerde kaldınız
Bırakın yarime gideyim dağlar.

Felek çakmağını ruhumda çakar
Boğazımda düğüm gözlerim akar
Nazlı yar özlemiş yoluma bakar
Bırakın yarime gideyim dağlar.

Gitmek istiyorum doğduğu köye
Allah’ın bir lutfü bana hediye
Günlerce beklemiş gelecek diye
Bırakın yarime gideyim dağlar.

Bu fırsat kaçarsa daha tutamam
İçimdeki aşkı söküp atamam
Yalnızım her gece onsuz yatamam
Bırakın yarime gideyim dağlar.

Kırdı zincirini feleğin atı
Çağlayıp akıyor hasret fırkatı
Susuz der neyleyim yarsız Yozgat’ı
Bırakın yarime gideyim dağlar.

Şakir SUSUZ - GSM : 0535 586 0383

YAPRAK
                       
Sen dalında yeşildin
Ben gölgende yatarken
Bir ömürdü kısalan
Akşam güneş batarken

Dallarında ötüşen
Bin bir türlü kuşlardı
Sakladığın meyveyi
Gelen geçen taşlardı

Koyun kuzu otlarken
Okşuyordun yününü
Rüzgarla dans ederken
Yaşıyordun gününü

Çabuk geçti mevsimin
Birden sararıp soldun
Düştün dalından yere
Sağa sola savruldun

Sen ufalıp giderken
Fırtınalar önünde
Susuz seninle baş başa
Bu çileli gününde

Şakir Susuz, 0535 586 03 85

YAVRULARIM

Dağlar arasından geçer yolları
Kader mesken etti gurbet elleri
Gönül bağlarımın gonca gülleri
Sisiz koklamaya kıymadım ben

Kimi zaman yollar hasret bitirir
Eser badi sabah selam getirir
Bazen umutları alır götürür
Böyle bir ortama uyamadım ben

Havalar ısındı mevsimler yazda
Yaklaştı geliyor yine son güzde
Uzuyor hasretlik bitmiyor bizde
Şaşırdım ayları sayamadım ben

Gelip geçti günler sonu gelmedi
Hasret kaldım size yüzüm gülmedi
Özlemle doluyum kimse bilmedi
Bir kez sesinizi duymadım ben

Aman yavrularım eksik olmayın
Dolaşın gölgede sakın solmayın
Kader vurmuş bana sizler vurmayın
Basıp şu bağrıma doyamadım ben

Şakir SUSUZ

YENİ ADRES

Bir sevda yeşerdi sevgi içinde
Umutlarım gitmiş yarin göçünde
Arıyorum hergün telaş içinde
Neredeysen söyle bilem sevgili

Sensiz gecelerde uykusuz yattım
Ne binalar kurdum çatılar çattım
Gönülden gönüle köprüler attım
Demedin merhaba  selam sevgili

Baharlar sendeydi güz benimdi yar
Vadiler yaylalar düz senindi yar
En güzel cümleler söz senindi yar
Sakın deme bunlar yalan sevgili

Güneş veda edip ufka girmeden
Harcadın ömrümü devran sürmeden
Ölüp gideceğim seni görmeden
Dinmiyor gözyaşım elem sevgili

Suçlu benim yargıç sensin ver karar
Kârdır bana senden gelen her zarar
Susuz seni sevdi hep seni arar
Yeni bir adres ver gelem sevgili

Şakir SUSUZ - (0535 586 03 85 )

YENİMAHALLE

Bin dokuz yüz ellilerde
Başkent’te yakın bir yerde
Söylendi durdu dillerde
İlçemiz Yenimahalle

Cumhuriyetin eseri
İşçimizin alın teri
Cadde sokak Pazar yeri
İlçemiz Yenimahalle

Cephesi kıbleye karşı
Teleferik tutmuş arşı
Çık evinden hemen çarşı
İlçemiz Yenimahalle

Evleri var dörder katlı
Kapıları çift kanatlı
Doyulmaz sohbeti tatlı
İlçemiz Yenimahalle

Nüfus yoğunluğu yaşar
Sorunları dolar taşar
Yerel yönetimler koşar
İlçemiz Yenimahalle

Önünde İstanbul yolu
Her bir yana gider kolu
Burcu burcu Anadolu
İlçemiz Yenimahalle

Susuz , gezip gördü seni
Nakış nakış ördü seni
Bir gül gibi derdi seni
İlçemiz Yenimahalle

Şakir SUSUZ - 0535 586 0385
                                  
BURSA

Asırlara meydan okuyan Bursa
Bir Ulusun sende kökü yatıyor
Her taşında tarih her yerin olay
Sende doğdu güneş sende batıyor

İmanlı yürekler çağlayıp coşmuş
Kişnemiş atların dörtnala koşmuş
Öyle ünün var ki tarihten taşmış
Şimdi o yerler de bülbül ötüyor

Ulema veziri her bir köşeye
Ulaklar salmışlar beye, paşaya
Osmangazi otağ okurmuş karşıya
Yaktığın meşale halâ tütüyor

Hükmedenler emir verip oturmuş
Dikenleri içinde güller bitirmiş
Nice koç yiğidi seçip götürmüş
Mezarlar üstünde otlar bitiyor

Çiğneyip geçmişler elde kılıçlar
Şehitler yatağı düzler yamaçlar
Her köşe başında ulu ağaçlar
Geçmişi bilmeyen söküp atıyor

Set başını geçip gider bir dere
Cennetten köşedir sanki her yöre
Çekmişler bayrağı çoktan göndere
Gölgesinde herkes tüfek çatıyor

Susuz der dumanı eksilmez dağlar
Her yanı yemyeşil görkemli bağlar
Boşalmış konaklar gitmiş ağalar
Yokluğu ruhuma hüzün katıyor.

26.03.2014 - Şakir SUSUZ

BU SENE

Dinimiz direği namazla oruç
Oruç rahmetiyle geldi bu sene
Sağlam Müslüman’a günler bir avuç
Geçen yıl tutanlar öldü bu sene

İlk geceden herkes tetikte yattı
Bir telaş içinde uyanıp kalktı
Günler tükenirken vakitler aktı
İftar açan yüzler güldü bu sene

Kuranlar hatimler daim okundu
Gönüllere doldu ruha dokundu
Dargınlar barıştı fitne yakındı
Husumet mazide kaldı bu sene

Bu ayda önemli her bir saniye
Kim kalır bilinmez öbür seneye
Bin bereket yağdı cümle haneye
Tutanlar sevabın aldı bu sene

Yaşlısıyla genci camiye koştu
İlave yetmedi, sokağa taştı
Müslüman nefsiyle böyle savaştı
Şeytan saçlarını yoldu bu sene

Susuz der huşuyla eğildi dağlar
İlham verdi bize en güzel çağlar
Süzülür damlalar yüreğim ağlar
Kalplere ferahlık doldu bu sene.

Şakir SUSUZ, 25/07/2012
                                                                                             
BİTMEYEN GECE

Bitmeyen gecede gündüz ararken
Yollarıma ışık saçtın güneşim
Kendi sistemimde dönüp dururken
Senin yörüngene çarptı bu başım

Bütün yıldızları dolaştım geldim
Bu sefil halimle yürekler deldim
Ağladım sızladım ne zaman güldüm
Bir silen olmadı aktı gözyaşım

Sevda ateşiyle bağrım yanıyor
Çölde gören beni Mecnun sanıyor
Viraneye döndüm baykuş konuyor
Ne duvarım kaldı ne de bir taşım

Tomurcuk güllerin goncaya benzer
Hayalimde yaşar gönlümde gezer
Kurulmuş divanım fermanım yazar
Kırmış kalemini yârim yoldaşım

Susuz der seninle el ele gezdik
Bir muamma vardı sonunda çözdük
Aşkın romanını birlikte yazdık
Erken gelip çattı sonbahar kışım

Şakir SUSUZ-17.03.2012

BİR YILDIZ KAYDI

Gezdim sahraları Mecnunlar gibi
Aradım Leylamı bulamaz oldum
Ne dereler koydum nede taş  dibi
Kimseden bir haber alamaz oldum

Yurt olmuş yârime dağların ardı
Hasretin acısı ruhumu sardı
Bu nasıl sevdaydı bu nasıl yardı
Neden böyle olduk bilemez oldum

İçimde sıkıntı bu gönül dar da
Yandım alev alev yüreğim korda
Dökeyim derdimi şöyle otur da
Akan  yaşlarımı silemez oldum

Bunca yıl boşuna dolandım durdum
Umudum kalmadı gayrı yoruldum
Hazana ermeden sarardım soldum
Her zaman ağladım gülemez oldum

SUSUZ’a gel diye ısrar etti yar
Aşkımız önünde yıkıldı duvar
Çekildi kenara yol verdi dağlar
Gittim amma geri gelemez oldum

01.10.2007 - Şakir SUSUZ

BİR AĞAÇTIM

Yar bağında bir ağaçtım
Ne yaprağım ne dalım var
Çiçek çiçek boşa uçtum
Ne peteğim ne balım var

Yeller selam edin yâre
Çaresizim düştüm dara
Başım duman pare pare
Ne suyum nede yolum var

Her gülün var bir dikeni
Var mı ben gibi çekeni
Harap etti sevdan beni
Ne kanadım ne kolum var

Kader bir çıkmaza saldı
Derdim günbegün çoğaldı
Siyah giymek bana kaldı
Ne beyazım ne alım var

Boş kaldı gönül sarayım
Değmeyin bahtı karayım
Susuz yarsız ne yapayım
Ne sabrım nede halim var

04.08.2010 - Şakir SUSUZ

GARİP GARİP

Kader saçtı bizi ilden illere
Gelen yok giden yok yol garip garip
Aylardır hasretim gonca güllere
Döküldü yaprağım dal garip garip

Her bir yerde saklı güzel anımız
Gidip bir çıkmaza çattı önümüz
Hasret ile gelip geçti  ömrümüz
Perişan Mecnunlar çöl garip garip

Vuslatın yerinde hasret bekliyor
Yanıyor yüreğim kalbim tekliyor
Kader günlerime günler ekliyor
Karıştı mevsimler yıl garip garip

Kesildi takatım durdu dizlerim
Görmez oldu gayrı sensiz gözlerim
Adem’im Havva’mı her gün özlerim
Böyle bir divane kul garip garip

Sensiz çekilmiyor bu zalim eller
Çalarım sazımı feryatta teller
Gözyaşımla taştı ırmaklar göller
Çağlar derelerden sel garip garip

Ayrıldım çaresiz nazlı yarimden
Azdı yaralarım sızlar derinden
Susuz’un perişan tut ellerinden
Bekletme sevgilim gel garip garip

Şakir SUSUZ - 13.02.2012

CEYHAN’IM

Kumaş gibi katlayıp geldim onca yolunu
Ulaştık Toroslar’ın eteğine Ceyhan’ım
Yüklenmiş arıların her çiçekten balını
Telaşla uçuyordu peteğine Ceyhan’ım

Kuşluk vakti inerken Ceyhan yol ayrımına
Sığınmıştım doğanın kucak açmış bağrına
Karşılayıp götürdü Bakî dost makamına
Böyle sıcak anılar unutulmaz Ceyhan’ım

Sokakları birleşmiş geniş caddelerinde
Sevgi selini gördüm halkının gözlerinde
Bereket fışkırıyor ovanın her yerinde
Dolmuş da taşıyordu ambarların Ceyhan’ım

Çağlayarak akarken Ceyhan suyu şehirde
Türlü türlü balıklar oynuyordu nehirde
Bir garip Hasan Turan yaşamıştı bu yerde
Hani Âşık Ferrahi, Orhan Kemal Ceyhan’ım

Şahmeran Kalesi’ni seyreyledim dönerek
Ne çıyana rastladım ne de büyük engerek
Yumurtalığa doğru uzadı yol giderek
Yeşiller üzerinde gök maviydi  Ceyhan’ım

Dolaşırken çevreyi hayran kaldım ovaya
Bir kartal kanat çırptı dönmek için yuvaya
Birlikte karşı koyduk nice büyük davaya
Düşmana dar eyledik bu toprağı Ceyhan’ım

Tavsiye ediyorum herkes gelsin Ceyhan’a
Hürmetle karşılıyor bacı kardeş ve ana
Ötüyordu bülbüller  konmuşlardı seyrana
Serpilmişti goncalar kokuyordu Ceyhan’ım

Susuz’um berkemâldi biz gelirken son durum
Türkiye’ye yeter de artar bile bu tarım
Uğurladı eşiyle şair Bakî Yıldırım
Hoşça kal Çukurova’m hoşça kal sen Ceyhan’ım

Şakir SUSUZ-04.06.2011

ÇÖREK ÖVÜYOR

Çoktan gelmiş yetmiş seksen yaşına,
Her gelen komşuya çörek övüyor.
Oğlu kızı gitmiş kalmış başına,
Her gelen komşuya çörek övüyor.

Eşi sobasında bir çörek yapmış,
Bu adamın aklı yerinden sapmış.
Şu günler kendini eve kapatmış,
Her gelen komşuya çörek övüyor.

Gitmesem küsüyor yakın komşudur
Ya bir şey ısmarlar ya da taşıtır
Kelimeler basit mantık dışıdır
Her gelen komşuya çörek övüyor

Kocaman avlusu her yanı duvar,
Doluydu bir zaman sürüyle davar.
Ne kardeşi kalmış, ne babası var,
Her gelen komşuya çörek övüyor.

Daha olgunluğa henüz ermemiş,
Hiç mi bir kimseye lokma vermemiş.
Sanki hayatında bir şey görmemiş,
Her gelen komşuya çörek övüyor.

Sarmış bacağını bahçede yılan,
Kötü bir yalnızlık elinde kalan…
Susuz der dünya’nın temeli yalan
Her gelen komşuya çörek övüyor.

Şakir SUSUZ, 01.09.2012

ÇİFTÇİ PERİŞAN

Mevsim kurak geçti damla düşmedi
Samanlar yetmiyor çiftçi perişan
Boy atıp ekinler pek gelişmedi
Samanlar yetmiyor çiftçi perişan

Boş geçti bulutlar yağmur salmadı
Kurudu topraklar mahsul olmadı
Tarlasında anız bile kalmadı
Samanlar yetmiyor çiftçi perişan

Emekler yok oldu çiftçi üzüldü
Tahminler tutmadı plan bozuldu
Geçen yıl bu düğüm nasıl çözüldü
Samanlar yetmiyor çiftçi perişan

Kış gelir her taraf kapanır gider
Borcu olan varsa nereden öder
Besicilik zorda çoğu terk eder
Samanlar yetmiyor çiftçi perişan

Böyle lüzum görmüş taktir ilahi
O her şeyi bilen şahların şahı
Sonsuz nimetlerle dolu dergahı
Samanlar yetmiyor çiftçi perişan

Susuz der bilinsin çiftçinin hali
Kalmış kucağında malı melali
Bu yüzden hepsinin başı belalı
Samanlar yetmiyor çiftçi perişan        

10.09.2012, Şakir SUSUZ

ÇAĞLADI DUYGULAR

Öyle bir sevda ki dağları aştı
Geceler ızdırap günlerim bizar
Çağladı duygular deryalar taştı
Kader bir güzeli alnıma yazar

Aşkın ateşini birlikte yaktık
Diz dize oturup göz göze baktık
Gönülden gönülesüzülüp aktık
Sevdamız sıladan gurbete uzar

Yüreğim kerbela gözlerim pınar
Açamam derdimi el beni kınar
Girdim yar bağına sanki ilkbahar
Okşadım gülleri eyledim nazar

Unutmak istesem gönül unutmaz
Vazgeçelim desem sözümü tutmaz
Gündüz Mecnun eder gece uyutmaz
Kapanan yaralar yeniden azar

SUSUZ’u bıraktı  çıkmaz sokağa 
Haykırsam aşkımı yüce bir dağa                  
Vuruldum Aslı’ma düştüm toprağa
Kerem gibi yandım küllerim tozar

Şakin SUSUZ - 01.05.2014

CAMIZI SAĞARKEN

Elinde boş kova girdi ahıra
Camızı sağarken öldü bakiye
Sabretti yıllarca onca kahıra
Camızı sağarken öldü bakiye

Sabahınan kalkıp baktı aynaya
Ölüm sessizliği çöktü avluya
Bekleyin gelirim deyipte çaya
Camızı sağarken öldü bakiye

Sağlık ekipleri uğraştı durdu
Yorulmuş kalbini yeniden yordu
Duyan inanmadı bir daha sordu
Camızı sağarken öldü bakiye

Gelini bağırdı hep sağa sola
Duyuldu anında en uzak kula
Gelen arabalar sığmadı yola
Camızı sağarken öldü bakiye

Mevsim sohbahardı hüzünlü dallar
Kısalır giderdi en uzun yollar
Koştu cenazeye Konacı, Kırlar
Camızı sağarken öldü bakiye

Söylenecek sözler kaldı ağzında
Döküldü tellere ozan sazında
Kalktı cenazesi Oluk özün de
Camızı sağarken öldü bakiye

SUSUZ derki gitti ne deseniz de
Komşuluk hakları var hepimizde
Çınlıyordu sesi mahallemiz de 
Camızı sağarken öldü bakiye

Şakir SUSUZ  12 Aralık 2011

BÜKTÜN BELİMİ

Ayırdın yolunu, büktün belimi
Kaldıran olmadı tutup elimi
Bir selamın için seher yelini
Bekledim akşamdan sabaha kadar

Bitmiyor sıkıntım başımda duman
Benim gönlüm sana saklı her zaman
Sen orda ben burda hasretlik yaman
Zehirdir ekmeğim aşıma kadar

Güzel hayallerle güne başlarım
Ağustos da geldi kara kışlarım
Yağmuru ıslattı akan yaşlarım
Sırılsıklam oldum başıma kadar

Bitmez bu bendeki coşan sevgiler
Çekilmiyor sensiz geçen zor günler
Açmadı bir daha bahçemde güller
Kurudu toprağım taşıma kadar

Çok şey geldi senden sonra başıma
Çıkmadı bir daha güzel karşıma
Susuz‘um yazılsın mezar taşıma
Ne çektimse bunca yaşıma kadar


Şakir SUSUZ - 04.Ocak.2002